Gaziantep
BIST 10.93
DOLAR 40.8978
EURO 47.7267
ALTIN 4390.0
BTC/USD 85629.981
Sibel ÇAĞLAYAN

Sibel ÇAĞLAYAN

Mail: sibel@gmail.com

ZAVALLI BONSAİ AĞACIM BENİM!

ZAVALLI BONSAİ AĞACIM BENİM!

Eli makaslı cellatların gururla sunduğu bir ağaçtır bonsai ağacı. Kendisine yazılan fermanın kurbanı olarak dalları hunharca budanır, öz benliğinden ırak şemale büründürülür ve çiçekçi vitrinlerinin baş köşelerine itinayla yerleştirilir. İnsanlar tuvaldeki hayale sığmaz resme bakar gibi seyreder kendisini. Sahte güzelliği güzellikten anlamayanlara hitap eder. Pahasızlığına paha biçilemez. Kurbanlığı toplumca kutsanır.

                            Zavallı bonsai ağacım benim! Mutlu etmeye çalışırken hep mutsuzdur oysaki. Kendi bedenine hükmedemeyen bir varlıktır. Varlık âleminde yok olmaya adanmıştır. Tükenmişliğin feryatlarını haykırırken kendine bile sağırlaşmıştır. Ismarlama bir yaşama sürüklenirken demir kafesinde kökleri özgürce salınamaz. Hiçbir zaman genlerinde saklı tohumu çatlatamaz, hücre hapsinde ömrünü tüketir, karanlığa gözleri alışmıştır, ne zaman ışığa özlem duyarak bir filiz verse celladı başına makası indirir, kendi isteği dışında uzamasına asla izin vermez. Son nefesine kadar bodur bedeniyle kafese mahkûm bir arslandan farksız yaşar!

                            Köklerini bir tekme gibi savurduğu zamanlar da olur. Bu sefer onu daha geniş bir kafese tıkarlar. İradesi dışında bodurlaştırılan hayallerinin  nefesi tıkanır.

                            Dallanıp budaklanmamaya, izin verildiği ölçüde salınmaya o kadar alışmıştır ki yaşadığı sandığı yaşamı  ‘‘YAŞAM ‘ ‘ sanır.

                             Yaşamda şiirleşebilmek, kendi özüne aykırı bir yaşam sürmemekle mümkündür. Bu da sürü psikolojinden çıkıp farkını ortaya koymakla olur.

                             Bonsai ağacı olmayı reddetmek demek başkalarına benzememek, kendini gerçekleştirmeye kendini adamak demektir. Ciddi bir direniş ister. Ciddi bir emek ister.

                            Tabii bu da tartışılır. Bonsai ağacı olmak mı zor, kendi gibi yaşamak mı? Aslında bonsai ormanında kendi ışığıyla yıkanıp  serpilmek zordur. 

                            e. e. Cummings der ki: SİZİ DİĞERLERİNDEN FARKSIZ YAPMAYA BÜTÜN GÜCÜYLE  GECE GÜNDÜZ ÇALIŞAN BİR DÜNYADA KENDİN OLARAK KALABİLMEK DÜNYANIN EN ZOR SAVAŞINI VERMEKTİR. 

                           Etrafınıza bakarsanız bu savaşı veremeyen üstelik bonsai olduğunun bile farkında olmayan nice varlık göreceksiniz.

                            İnsan dediğimiz mahlukatlarının çoğu ‘‘insanca yaşam’’dan uzak yaşamıyor mu? Dünyada kaç kişi kendini gerçekleştirerek sonsuzluk şerbetini içiyor? Gerçekten yaşamda salınmayı başarabiliyor ? Kendimizin ne kadar farkındayız?

                                Köklerimizi haşmetle sürerek toprağın öz suyunda, dallarımızla gökyüzünün maviliğinde sonsuzluğa kanat çırpabiliyor muyuz? Yaşamda ne ölçüde ağaçlaşabiliyoruz?        Bonsai  ağacı olmamayı başardığın gün, sen sonsuzluğa değil sonsuzluk sana imrenecek. Ah, bunun bir farkına varsan… Zavallı bonsai ağacım benim! Utanacaksın bodurluğundan!

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar