Ölümlerin olduğu bir dünyada her nefesin mucize olduğunu idrak edemediğimiz bir zaman çarkında yaşamaktan yeise kapılmıyor değilim.
Boş ve saçma gayelerin oyalayıcı gafletinden sıyrılıp yaşamın bunca anlamsızlığına anlam yüklemeye davet ediyorum yine bu boynubükük yüreğimi.
Yüreğimizi doğrultup insanlığımızı yakan ateşin kör edici dumanından derhal uzaklaşmalıyız. Lime lime olunca mı aklımız başımıza gelecek?
Nereye savruluyoruz böyle?
Değerlerimizi bir bir tüketirken değer olma yolunda yoldan sapıyoruz. Al işte.
Bayram gibi yaşayamadığımız bir bayram daha geçirdik.
Hazır mesajları toplu olarak birbirimize gönderdik durduk da gerçek anlamda birbirimize
"Nasılsın?"diyemedik. Nerdesin dostum?
Nerdesin memleketlim?
Bir kalemde silecek kadar değersizleştirme çabanı insanlıkla bağdaştıramıyorum.
Hani bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardı. Ah ki ah! Bayram şekerlerimiz ağlıyor. Mendil uzatan yok.
Nerde eskilerin bahsettiği bir mendil kuruyana kadar küslük?
Ölümlerden de ders almıyorsak diyecek lafım yok.
Son lafı nasıl olsa toprak diyecek .İnadına susuyorum.

Yorum Yazın